Thursday, November 6, 2008

because we can can can

daha önce birkaç yerde de yazıldı ama tekrarlayacağım, amerikan başkanlık seçimlerinde oy kullanabilmeliyiz biz. özellikle edilgenliğe alışık olan üçüncü dünya.
...
geyik bir yana, amerika aslında bunu isterdi. kendi basketbol, beyzbol liglerini kazananlara "dünya şampiyonu" diyorlar adamlar. seçimlerini de öyle bir pazarlıyorlar ki, bütün dünya olimpiyatları veya oscar'ları takip eder gibi ediyor seçimleri. kendi başkanlarının dünyayı yöneteceği hissindeler.
...
obama seçildi. "amerika değişir mi ki?" diye sinizm yapanları bir kenara koyarsak tüm dünyada bir mutluluk ve umut doğdu. eh, nasıl doğmasın, adam siyah! "değişime ihtiyacımız var" sloganıyla yola çıkan adam daha şimdiden devasa bir değişim yarattı bile. evet, bugünden yarına değişmeyecek amerika; hatta bush'un siyasi, ekonomik ve hatta dünya çapında amerika'nın imajı ile ilgili bıraktığı enkazı toparlamak için çok çalışması gerektiği malum.
...
peki onu bırakalım, obama da bir hülya mı, yoksa bu görkemli başarı öyküsünden feyz mi almalıyız? bir pazarlama harikası mı, yoksa kenyalı bir babadan doğma hüseyin barack obama gerçekten amerika'ya ve bize umut mu? ona bağlanan umutlar dört yıl sonra yerle bir edilmiş halde sağda solda mı bulunacaklar? örneğin ingiltere'de tony blair'in ilk günlerinde yarattığı coşkuyu hatırlayın, ve giderken nasıl arkasına teneke bağlandığını. obama da böyle mi olacak? olmamasını umuyorum, çünkü bu adamın samimiyetine inanmak istiyorum. değiştirebileceğine. bob dylan dinleyen, springsteen'le sürekli temasta olan bir başkanı olduğu için de amerika'ya gıpta ediyorum.

No comments:

Post a Comment