Friday, January 30, 2009

314 dakika

5 saat, 14 dakika. nadal ile verdasco'nun yaptığı avustralya açık yarıfinalinin süresi. turnuva tarihinin en uzun maçı değil sadece, hayatımda gördüğüm en iyi tenis maçlarından birisi. ve muhtemelen tüm tenis tarihinin de. verdasco'ya en baştan beri inanmıştım ama keyif verici, hırslı, riskli oyununa karşın kırılan yumurta o oldu. hem de iki defa çift hata yaparak. olsun, tenis böyledir, unutulmaz maçların tek tarafını yazmaz tarih.
...
turnuvanın favorisi ise federer'di kanımca, bu maçtan sonra bir gün önce oynamanın ve işini üç sette bitirmenin avantajıyla daha da yükseldi şansı. benim için turnuvanın unutulmaz bir diğer anı da ondan gelmişti zaten. del potro ile oynadığı maçta arjantinlinin sahanın çok dışına uçarak güçlükle çevirdiği bir topu bomboş rakip korta kafasıyla bırakışı. evet, kafasıyla!
...
kadınlarda ise sharapova'nın olmadığı, ivanovic, jankovic, venus gibilerinin erkenden elendiği bir ortamda serena'nın yine finalde olması can sıkıcı. kortların zarafet abidesi dementieva ile hem hırslı oyunu, hem de güzel öyküsüyle (yıllar önce kişisel sebeplerle tenisi bıraktıktan sonra nefis bir dönüş yapan) dokic finalde olsun istiyordum, ikisinin yenildiği isimler olan serena ve safina oynayacak finali...

2 comments:

  1. "Maç başladığında kahvaltıyı etmiştim. Maç sırasında öğle yemeği yedim, maç bittiğinde akşam yemeğinde ne yesem diye düşünüyordum."
    Flying Dutchman

    heheh, mats wilander'in dediği gibi 'phenomenal'.. dur lan, biraz da kendi cümlelerimi kullanayım.. ben de çok arzuluyordum o dementieva-dokic finalini.. olmadı, yarın bayanlar finalini de izlemem heralde.. ama erkekler finali, wimbledon sonrası yine çok şey vadediyor.. tabi nadal'dan 1 gün önce oynadığı maçta çok rahat bi 3 set sonunda finale gelmesi fedex'i bi adım daha öne çıkarıyor.. ki sert kortta olması nedeniyle zaten bikaç adım öndeydi..

    benim tarafım belli.. sampras sonrası inadına roddick.. "i can't read your expression" süperdi..

    ReplyDelete
  2. mark philiposis'in 7 saat kadar süren bir maçı vardı, iki taraf da habire ace atıyorlardı, bir türlü servislerini kıramadılar.
    tenisi bıraktıktan sonra kendini şov dünyasına atmış mark, "gelinim olur musun?" tarzı yarışmalara katılmış :))

    ReplyDelete