Saturday, January 3, 2009

most disappointing records of 2008

bu, 2008'in en kötü albümleri listesi değildir. başarı-beklenti oranı en düşük olan albümlerin toplamasıdır. o kadar.

10- Razorlight - Slipway Fires
Uzun uzun yazdım zamanında, Little Johnny'nin kendini ne hallere düşürdüğünü. Onun samimi cahil cesaretini dinlemekten keyif aldım, kabul, ama albüm başarısız, lamı cimi yok. Hele "Razorlight"la kıyaslayınca.

9- Oasis - Dig Out Your Soul En sıkı Oasis fanı bile çok beklentiye girmiyor artık, kendimden biliyorum. Bu albüm öncesindeki definitelymaybeyedönüş geyiklerine hiç yüz vermiyordum tabii ki. Ama albüm sonrası eleştiriler biraz gaza da getirmişti ne yalan söyleyeyim. Hakikaten iyi groove'lar var ama biz Noel'den bunu istemiyoruz ki. "Falling Down" gibisini istiyoruz. Liam'ın ise hakkını verelim, "I'm Outta Time" yazdığı en iyi şarkı. Velhasıl bu albüm ne kötü ne çok iyi, "(What's The Story) Morning Glory?"den sonra "Standing On The Shoulder Of Giants" dışındaki albümlerden ne eksiği var ne fazlası.
...
8- Dirty Pretty Things - Romance At Short Notice

İlk albümde de büyük bir DPT sempatizanı değildim, ama yine de bu albümün bu kadar tatsız tuzsuz çıkmasını beklemiyordum. Üzerine bir de büyük ticari başarısızlık gelince, belki de grubun sonunu getiren etkenlerden birisi oldu "Romance At Short Notice." Bariz Morrissey etkili "Hippy's Son" çok güzel şarkıydı ama.

7- Adele - 19 Asla kötü değil ama hiç de iddia edildiği gibi taze bir soluk falan değil, Grammy'lik bir albüm ise hiç değil. Güzel bazı anlarına karşın Adele 2008 sınıfı hatunlarının (Duffy, Amy Macdonald) en zayıf halkası. "Hometown Glory"deki sözler ise büyük bir Britanya hayranı olarak bana bile yapay ve şovenist geliyor.

6- Bloc Party - Intimacy
"Silent Alarm"dan sonra grup post-punk sularından açılıp elektronik etkileri müziğine kattığında bunu güzel bir hamle olarak değerlendirmiştim. "Intimacy" ikinci albümden sonra beklenmedik bir yönde ilerlemiyor, ama efektlerdeki aşırılık artık zorlayıcı falan değil, düpedüz baş ağrıtıcı. Dinlemesi sabır isteyen "Intimacy" gerçek bir başarısızlık. Kapak? Bunu Placebo'nun daha önce yaptığına yemin edebilirim!

5- The Bug - London Zoo
İşte bu yılın en iyi eleştiriler alan albümlerinden birisi. Kusura bakmayın, ben anlamadım. Bu müziği Sean Paul'den daha iyi yapan şey nedir? "Angry"yi dinleyince Show TV'nin magazin programlarında Bodrum görüntülerinin arkalarında çalınan müzikler geldi aklıma, ya da sokak aralarındaki butiklerdeki "modernize ayağına verdik müziği" şarkıları. Ondan ötesine konsantre olamamışımdır belki de.

4- Brett Anderson - Wilderness
Evet, herkes daha fazla ciddiye alınmak ister. Ama gerçekten Brett'in piyano ballad'larıyla dolu bir albüm yapmasına gerek var mıydı acaba? Hem de birbirinden ayırmanın imkansız olduğu, aynı şarkı çarpı dokuz gibi bir formülle? Tam bir uyku hapı.

3- The Verve - Forth
Zamanında onları "Oasis'in rakibi" olarak görenlere kulak asmadım hiç. Zira böyle diyenler Verve'ün derinliğine vakıf değildi, onları sadece stadyum hiti yazan adamlar olarak gördüler. "A Northern Soul"dan "Urban Hymns"e kadar gittikçe derinleşen ve Pink Floyd deneyselliğiyle Rolling Stones serseriliğiyle birleştiren adamlardı onlar. "Forth" ise zamanında bunları yapmış grubun gölgesi gibi. İki üç şarkı dışında hiçbir derinliği de yok, Gallagher'la aşık atabilecek şarkı yazarlığı da. 11 yıl aradan sonra gelen albüm en fazla bu kadar tatsız olabilirdi.

2- Guillemots - Red
"Biraz hafifleyelim" mi dediler sadece eğlenmek için, yoksa "katıksız bir pop albümü yapalım" diyerek mi çıktılar bilmiyorum ama sonuç bir facia. Harikulade "Through The Window Pane"in ehil işi chamber-pop'undan buraya nasıl gelebildiler? İlk şarkı "Kriss Kross"u Gökhan Özen'in bir albümüne koysanız orada bile öne çıkamaz. "Cockateels"teki "aa"lı ara melodi nedir yahu! Daha kötüsü ise "Last Kiss"in nakaratı. "Clarion"daki kulak sinirlerini laçka edici efektler de yarışır yalnız. "Big Dog" gibi şarkıları seviyor olsaydım indie müzik dinlemezdim ki, Backstreet Boys 1990'lar boyunca bunlardan çok daha iyisini defalarca yaptı. İlk albümü anımsatan "Take Me Home," Prefab Sprout'sal "Standing on the Last Star" gibi birkaç şarkıyı bir kenara koyup kalanlara bakınca insan iki sene öncesinin umut veren grubuna ne oldu demekten alamıyor kendini. Niyet neydi bilmiyorum, ama "Red" guilty pleasure olarak bile değer bulamayacak bir iş. Uzak ara, yılın en kötü albümü.

1- My Morning Jacket - Evil Urges
Sen gel 2000'lerin en parlak beş albümünden birini yap, sonra olana bak! My Morning Jacket'ın soul sevdasını bilmiyor değildik, arada "Knot Comes Loose" gibi bir şahikaya o sayede erişmişlerdi. Eh, eklektik olmak da güçlü yanlarıydı. "Off The Record"da indie'den reggae'ye, oradan ambient'a ne de kaygan geçiyorlardı. Dolayısıyla "Evil Urges"taki hayalkırıklığı bundan da değil. Sorun Prince vokalinin Jim James'e gitmemesi. Günümüzün en parlak gitaristlerinden Carl Broemel'ın en iyi sololarının bunlar olamayacağı gerçeği. Ağırkanlılığın temposuzlukla, ruhsuzlukla karıştırılması. Grubun şarkılar üzerinde yeterince iyi geçmemiş olması. Net olarak 13 şarkı bulunmasına rağmen sıkı bir elemeyle bir beş tanenin dışarıda bırakılması, iki de sıkı parçayla ancak MMJ'den beklentilerimizi karşılayacak seviyeye gelebilecek durumda olması. Ve galiba "Highly Suspicious." Ne biçim şarkı bu be! Rammstein desen değil, Grup Vitamin desen değil! Bunu albümün en başına koyup da iştah kaçırmamayı nasıl bekleyebildiniz anlamak mümkün değil! Yazık olmuş "Touch Me I'm Going To Scream Pt. 1," "I'm Amazed," "Look At You" gibi iyi parçalara...

1 comment:

  1. oasis n ve razorlight ın albumleri guseldir,silinmelidir bu listeden:)

    ReplyDelete