Wednesday, February 11, 2009

!f istanbul #8

artık iki gün üst üste toplu film gösterimi yapanlar, bir gecede üç grup çıkaranlar festival kelimesine sığındığından eskidi galiba bu kelime. evet, ilk yılından beri, özellikle de unutulmaz 2003 (yani üçüncü) yılından beri bu "festival" kelimesini en çok hak eden etkinliklerden birisi !f istanbul ama yine de benim için "film günleri" bunlar, artık festivalin hakkını eskisi gibi veremediğimden mi bilmem. içimden öyle geliyor.
...
bir iddiaya göre bu yıl festivalin pek de fazla ilgimi çekmediğini söylemişim. ben öyle hatırlamıyorum, gişedeki kızın beni tanımasına yetecek kadar fazla "kitapçık çıktı mı?" sorusunu da sormuştum. ama yine de üçüncü turu da geçen bu kadar sayıda film olacağını düşünmemiştim (festival film seçme ritüeli: ilgi çekici bütün filmler ilk turu geçer. ikinci turda seanslara da bakılarak çakışmalar saptanır ve gözden çıkarılabilecek bazı filmler de gider. üçüncü turda gerçekdışı bir listeden realist ölçülere geçilir). ama itiraf etmeliyim, festival hissiyatı beni her seferinde yakalıyor. filmleri indirip izlemekle falan olacak iş değil o. hayata mola almanın yolu o günlerde oraların yakınlarında olarak, o günleri kimi zaman nefret ettiğim ama bazen kendime de çok benzettiğim (belki de o yüzden nefret ediyorumdur! ucuz psikoloji!) insanlarla birlikte takılarak geçiyor.
...
benim bu seneki listem bu. çalışan sinefiller için dar alanda kısa paslaşmalar kaçınılmaz, malum. o yüzden üst üste binen fazlasıyla film var. arada film tutması ayaratsa da bir festivalin tatlı sarhoşluğu gibi bir durum aslında bu.
...
tavsiye isteyenler için doğru adam olmayabilirim. zira bana danışan bir arkadaşım "o da güzel, o da iyiye benziyor, o enteresandır" cümlelerime "allah belanı versin" karşılığını verdi. hit filmler tabii ki en garantiler. ama slumdog millionaire, the wrestler, revolutionary road, the international gibilerini mutlaka bir yerde yakalarsınız. benim favorim geçen yılın ilk 10 listelerinde hep gördüğüm "man on wire." dvd, divx bulunur ama bir belgesel olarak gösterim şansı çok az bariz bir şekilde. müzik filmlerinin büyük ağırlığı var, "sonic youth: sleeping nights awake" ve "berlin calling" benim ilgimi çekenler. kuzey filmlerinde de iyi şeyler var gibi. star kurgucu (bu bir oksimoron aslında) valdis oskarsdottir'in ilk filmi "kır düğünü," müzikleriyle ilgimi çeken "yngve'yi seven adam" ve "başka bir aşk hikayesi" dikkate değer. geceyarısı sineması ve !f kült meraklısına. ben o akımdan üç-dört film kaptım bile mesela.
tek planda dünya ve gökkuşağı bölümdelerinde pek bir highlight göremedim açıkçası. normalde her bölümden en az bir film görmek gibi bir adetim vardır halbuki.
..
amerikan bağımsız sinemasının hastası kategorisine çok net giren bir insan olarak ne yazık ki tek filmde kalıyorum galiba: "nights and weekends." zaman ve mekanın dikenli telleriyle çevrilmiş bir hayat yaşıyoruz, ne yapalım! benim de iki elim, iki ayağım, iki gözüm, ay sonunda ödemem gereken bir kiram ve o konuda muhtaç olduğum bir işim var kardeşim'
...
herkese iyi seyirler, keyifli bir hafta!

No comments:

Post a Comment