Tuesday, March 10, 2009

u2-3d: vertigo denen bir yerde


güzel bir gün. sabahında u2'nun yeni turne takvimi açıklandı. bir kısım konserlere bakıp hayal kurdum, "hırvatistan'a vizesiz giriliyordu değil mi?" diye düşüncelere daldım (cevap evet). sonra g-mall'daki "u2-3d" gösterimi için maçka'ya çıktım. g-mall'daki herhangi bir film gösteriminin tanıdık yüzleri (atilla dorsay, murat özer, uğur vardan) dışında simalar da vardı (sakin onur, mehmet tez, cüneyt cebenoyan, ece dorsay) haliyle. gözlükler takıldı, filme geçildi. yalnız o dandik karton gözlüklerden değil. bildiğin güzel 80'li yıllar güneş gözlükleri gibi. elvis costello çerçevesi yani.


"vertigo" ile başlıyor konser. daha önce defalarca u2 konseri izledim ekranda, "rattle and hum"dan "elevation tour"a kadar, hiç sekmedi: ilk anda gözler dolar. tabii ki "vertigo"nun ilk gitar riff'leri, seyircinin haykırışları, bono'nun elvis'ten ödünç bacak hareketleriyle de ritüelimi gerçekleştirmiş oluyorum. bir fark var, yazış bir şey beklediğim 3 boyut gerçekten etkili. kamera bono'nun dibinde, bono dönüp bakıyor, ama kameraya değil, gözlerime bakıyor. elini uzatıyor, dokunsan dokunursun! ecnebilerin "mind-blowing" dediği, benimse beyin amcıklaması olarak tarif etmeyi yeğleyeceğim bir durum. bu hissiyatla geçiyor "beautiful day," "new year's day" ve diğerleri. u2'nun sahnesinin neden bu kadar inanılmaz olduğunu anlamaya çalışıyorum. bunca yıldan sonra hala tam olarak açıklayamıyorum. bono'nun büyüsü, evet. adamın her hareketi olay. çok az diyalog var, ama her lafı altına imza atılacak cinsten. büyük laflar ediyor, "sağcıysanız ya da solcuysanız farketmez" diyor, çünkü söyledikleri, sevgi, barış, birlik, insan hakları. nefis "coexist" fikri gibi mesela.

bono gözüne bağlıyor coexist yazan bir bezi, kör gibi dolanıyor etrafta. doğrudan, basit bir mesaj, bunu bono yaptığında daha da değerli hale gelmiyor. ama yerine ulaşıyor işte. aşka ve barışa bir övgü u2 konserleri.

the edge'in olağanüstü müzisyenliği, evet bu da var. bir u2 konserinde sahnede beşinci bir müzisyen görmüyorsunuz, ya da ortada dolanan başka kişiler. dört adam yapıyor ne yapılacaksa. albümdeki sound'u o dört kişi çıkartıyor, daha fazlasına gerek de yok. bu u2'nun hem büyüklüğü, hem de bir şekilde en başından beri ortaya koyduğu vaadini gerçekleştirişi: bu grup bir rock'n'roll ekibi. ne kadar büyüseler de bir odada gitar-bas-davul çalıp şarkı söyleyen adamlar olma iddiasından kopmuyorlar. budur.

"one" hala dünyanın en güzel şarkısı, "with or without you" bunca yıldan sonra hala can yakıyor, "where the streets have no name" ise hala u2'nun en güzel işi. konser bitiyor. onlarca detay var belki ama, o 85 dakikayı anlatmak gereksiz, izlemek gerekiyor.

son söz: u2 türkiye'ye gelmesin. görüp görebileceğiniz en büyük u2 hayranlarından birisi olarak söylüyorum bunu. onları 40 bin kişiden az bir kitlenin izlediği tek ülke olarak tarihe geçmeyelim. tahminen 80,000 kişinin tıklım tıklım doldurduğu, en arka sırasındakilerin bile şarkıları bildiği bir kitle yaratamayacağız burada, gelmesinler. biz konserlere davetiye ile gidelim, arkalarda içkimizi içelim, geyiğimizi yapalım. ayrıca böyle bir sahne de yapamayacağız onlara. bono yürüyüp ortadaki "adaya" geldiğinde "önde grup, arkada bono, hangisine bakalım?" diye ikileme düşeceğimiz bir sahne yaratamayacağız, hadi o teknik bir hadise, onu yaratsak bile (yine) dev sahnenin her tarafında olaya bu kadar hakim bir izleyicimiz olmayacak. boşu boşuna bir organizatörü milyonlarca dolar borca sokmanın alemi yok. river plate, azteca, morumbi, şili ve telstra stadyumundakiler bunu sonuna kadar hak etmişler. bizim payımıza düşen ise onları yurtdışında yakalamak. hırvatistan bizden vize istemiyordu değil mi?

not 1: "u2-3d" cuma gününden itibaren gösterimde.

not2 : ilgilenen var mı bilmiyorum ama "no line on the horizon" kritiği birkaç gün içerisinde buralarda olacak.

5 comments:

  1. no line on the horizon için bir u2 sever olarak(hala) ne diyeceğimi bilemiyorum. neko case için ne demiştin???

    ReplyDelete
  2. no line kritiğini merakla bekliyorum, feci hayalkırıklığı yaşadım zira.

    ReplyDelete
  3. çok güzel bir yazı olmuş :)
    biraz gecikmeli de olsa -bugün- filmi sonunda izleme fırsatım oldu. sinema salonunda toplamda 4 kişinin olmasıysa üzücüydü maalesef.. yakın zamanda "üç maymun"da yaşamıştım bu durumu en son.. birtakım filmler hak etmediği halde çok fazla ilgi toplarken gerçekten kaliteli işlerin beğeni toplamaması ilginç ve üzerinde düşünmeye değer..
    "u2 türkiye'de konser vermesin" deyişinize buruk bir şekilde katılıyorum. teknik açıdan sorun yaşanacağına inanmıyorum; ama ilgisizlik ne yazık ki ortada..
    bu işte tebriği en çok hak edenlerden birinin turkcell ekibi olduğuna inanıyorum. çok uzun süredir "türkiye'ye gelse de izlesek" diyerek beklediğim filmi getirmeleri ve herkes izleyebilsin diye de yaptıkları indirimler anlamlı olmuş..

    ReplyDelete
  4. bence turkiyede konser vermeliler..hem bir u2 konseri rem konseri gibi olmaz..depeche mode dan daha cok ilgi gorecegine eminim..dusunun artık ruhsuz abd seyircisini bile costurmayı bilen bono istanbulda guzel bir gece yasatacaktır izleyenlere..

    ReplyDelete
  5. Bence de U2 Türkiye'ye gelmesin. Yıllarca bize barbar gözü ile bakıp, her fırsatta geri kalmışlığımızdan söz eden bir insanın hangi yüzle 3. sınıf dünya vatandaşı olarak gördüğü binlerce insanın karşısına çıkacağını çok merak ediyorum. Daha da merak ettiğim hangi 3. dünya vatandaşlarının bu konsere gideceği. Daha önce hissettiğim saygıya dair tüm hisleri bir anda sıfırladı ve Bono'nun duruşunun sahte olduğunu ve görüşlerinin sadece sömürü amaçlı olduğuna kalpten inandım. U2 Türkiye'ye gelsin ama önceki beyanatlarında yer alan düşüncelerini değiştiren bir gelişme sağladığı veya buna dair hafifletici nedenler içeren birkaç cümle etsin.Ya da U2 Türkiye'ye gelsin ama konsere kimse gitmesin. Amatör bir müzisyen olarak saygınlığını gözümde hiç etmiş Bono'ta ithafen...

    ReplyDelete