Saturday, March 28, 2009

u2 - no line on the horizon


aslında "no line on the horizon"ın açılış şarkısı "fez-being born" olacakmış en başta. u2'nun bu albümde nasıl bir yol izlediğinin, kaydın genel ruh halinin bir simgesi olarak. grubun 90'larda kaldığı sanılan maceracı ruhun bir parçası şeklinde. gerçekten de albümü bu beş dakikalık ambient şarkıyla açsalardı, ilk single'ı vertigo at a discotheque kıvamlı "get on your boots" yapmasalardı, bambaşka bir şekilde algılanacaktı "no line on the horizon."
...
şu an ne gibi geliyor bu albüm dikkatsiz kulaklara? bildik, klişe u2 gibi tahminen. o da ne demekse! post-punk'tan rock'n'roll'a, alternatif rock'tan ambient'a, pop'a, disco-rock'a kadar 30 yılda onca durağa uğramış bir grup sanki sadece stadyum rock yapıyormuş sanılıyor ya, u2'nun özetini bir albümde, dört video'da çözdüm sananlarca!

ama yukarıda yazdım ya, u2 da yardımcı olmuyor bu algıya. ilk single "get on your boots," ikincisi "magnificent" olacak. açılış şarkısı tüm kariyerlerinin en iyi marşlarından birisi olan "no line on the horizon." ilk izlenimin 2000'lerdeki diğer iki albümün yolunda bir albüm olacağının düşünülmesi doğal. bono da takmıyor aslında bunu. 45'liğe aşık adam. "rock'ın single üretme görevini tamamen hip hop'a bırakmasına kızgınım" diyor. o yüzden üç dakikalık rock'n'roll şarkıları yazmaya devam edecek u2. belki de albümün en zayıf iki şarkısını single çıkartıp albümün geri kalanını hayranların dikkatine, görünenin arkasına geçebilme becerilerine bırakıyorlar. nasıl olsa artık kimse albüm almıyor ki bono'ya göre, "genç kızlar ve çok çok çok dürüst insanlar dışında."
...
hani dedim ya, u2'nun farklı durakları var. ilginç şekilde "no line on the horizon" o durakların birçoğundan geçiyor. "breathe"i "rattle and hum" döneminde yapmış olmayı isterdi bono, cilveli funk "stand up comedy"yi ise "pop"a yetiştirmeyi. "unknown caller" "the joshua tree" gitarlarına sahip, her ne kadar "ooo"larda stadyum tuzağına düşmüşlerse de. "i'll go crazy if i don't go crazy tonight" da "the unforgettable fire" döneminin aksak davulları ve dalgalı the edge riff'lerine sahip.


ama albümü güzel yapanlar "fez-being born," "white as snow," "moment of surrender" gibi şarkılar, ama en çok "cedars of lebanon." her biri "achtung baby"nin kapanışına doğru gelen ambient işlerin seviyesinde. ama en çok "cedars of lebanon." yine kapanışı "yahweh" gibi bir mesajla bitirme isteği var diye ilk anda burun kıvırmak istiyorsunuz ama olmuyor. bono öyle soğukkanlı vurgularla, içten nefeslerle söylüyor ki şarkıyı, sinizminizi bir kenara bırakıyorsunuz.
...
biliyorum, o "mesaj kaygısı" dünyanın u2'yu sevmeyen azınlığının antipatisinin en büyük sebebi belki de. ama bono bütün bu diplomasi mesaisine cheesy olma pahasına girdiğini bilecek kadar akıllı bir adam. ama 2000'li yıllarda çıkıp "peace on earth" yazabilecek kadar da idealist ve duygusal. diyor ki, "eğer birisi gelip 'dünya barışı' diye şarkı yazıyorsa sağlam bir dayağı hak ediyor demektir," ve ekliyor: "o yazdığı şarkı güzel bir şey olursa iyi olur." bu albümde de var örnekleri "i'll go crazy"de "every generation has the chance to change the world" diyor mesela. klişe mi? belki. lame mi? kimine göre. bu adam her şeyin farkında ama. çünkü aynı şarkıda "gülünç görünme hakkımı saklı tutacağım" diyen de kendisi. işte bu ona john lennon'dan miras. "komik duruma düşme pahasına suya atlamaktan çekinmemeyi ondan öğrendim" demişti ya zamanında.

şimdi yüzlerce frontman'e de bir şeyler öğretebiliyor bono. çok da uzağa bakmadan u2 olmak isteyen onlarca grup sayabiliyorsak bundan zaten. u2'nun büyüklüğü de biraz bununla ilintili. devasa stadyumları birkaç saat içinde sold-out yapabilmek, new york'ta bir sokağa "u2 way" ismini koydurmak, cep telefonunda amerikan başkanı'nın numarası kayıtlı olan bir vokaliste sahip olmak büyüklüğün emareleri evet. ama bunun yanında, sizden bir iki kuşak gençler sizin yerinizde olmak istiyorsa ve siz en ufak bir tehdit bile hissetmiyorsanız, o zaman büyüksünüz. çoluk çocukla rekabet etmek zorunda hissetmiyorsanız büyüksünüz. "no line on the horizon" kusursuz bir albüm değil. kusursuzluk için, olduğundan daha derin veya büyük görünmek için kendini zorlamadığından değerli. samimi ve güzel. ve stadyum marşı yazmaya çalışan onlarca gruba daha açılışta, ilk şarkı "no line on the horizon"la ders verebildiği için vurucu.
......
gizemi hala tam çözülememiş yetkinlikte bir gitaristin beynini, ağzından çıkan her notada yüreğini yırtarak söyleyen bir vokalistin kalbini oluşturduğu bir grup olduğu için, damarlar ve kana denk gelen basçısı ve davulcusuyla hala çok taze ve çok güzel. dünyanın en büyük rock şirketi olsalar da hala birlikte müzik yapmaktan, ve bu sayede bir şeyleri değiştirebileceği umuduyla mutlu olan dört adam kalabilmeleri, en güzeli.

5 comments:

  1. birşey söyleyeyim mi? U2'nun yaptığı müzikle ilgilenmiyorum. Bono'nun İrlanda milliyetçiliğiyle de ilgilenmiyorum. Derdim şu...

    insan hakları ihlalleri var diye Türkiye'de konser vermeyeceksin,sonra gidip İngiltere'de,İsrail'de,Amerika'da vs.konser vereceksin...

    u2'nun şu Allahın belası belgesel/konser çalışmasını izlemeye gidenlerin de aklına şaşarım...

    ReplyDelete
  2. açıkça söylebilirim ki; bono'ya duyduğum antipati yarı-samimiyetsiz gelen birlik beraberlik mesajları, kişisel gıcıktan hatta bazen de gözlüklerinden ibaret : )
    her şarkılarını dinleyişimde "parça mükemmel ama adama uyuz oluyorum" açıklamasını yapıyordum beynime. ama son albüm ve 3D konseri, u2'nun özellikle de bono'nun antipatik etkisini silip attı benden. en azından önyargıma bir reset attı.
    önyargı denen şeyin müziğin kalitesini gölgelemesi kötü birşeymiş. bunu itiraf etmekten de sakınmıyorum. bu aralar geçmişten şu ana kadar önyargı sebebiyle "helal olsun, budur" diyemediğim parçalarını, sıfır önyargıyla dinliyorum.

    son albümlerini de mükemmel bulmamı, sanırım u2 fanı olmamama bağlayabiliriz : )

    ReplyDelete
  3. karga arkadas,u2 nn istanbula konsere gelmemesinin en buyuk nedeni album satıslarının dusuk olmasıdır..baska da bir neden aranmasın..insan hakları konusuna hic girmeyelim istersen cunku bu ulke kendi insanına bile sahip cıkmamaktadır..
    U23D mukemmeldi!!

    ReplyDelete
  4. ülkemin insanı kendi dünya işler yapmış gibi bono'yu sevmiyor ya aklım fikrim almıyor. sana ne herifin amerika başkanıyla takılması, sen tutup da bir kere de 6 milyar dolar çıkartabilio musun amerikan meclisinden afrika için? bi hayat edinin ve yeter bono çok politik demeyin artık. no line on the horizon son yılların yapılmış en iyi albümüdür, bık bık edeceğinize azıcık müzik dinleyin.

    ReplyDelete