Saturday, May 9, 2009

flight 666 türkiye'ye iniyor

metalle ilişkim pek derin değildir, özellikle çekme kaset'te iron maiden bakanlığı fırat bey'e bağlıdır. ama yine de bir sempatim de vardır bu adamlara. ingiliz olmaları mı, bruce dickinson'ın kafalardaki "metalci" imajını yerle bir edecek karakteri mi bilemiyorum. ha, onlara olan sempatim "flight 666"i bu gece para verip sinemada izleyecek kadar mı, onu sanmıyorum. ama geçen haftaki bir basın gösterimine katılma şansım olunca atladım elbette.
...
kısaca geçelim: iron maiden'ın geçen sene çıktığı "somewhere back in time" turnesinin filmi bu. dickinson'ın açıklamasına göre son sekiz yıl içinde grubu dinleyenlerin yaş ortalamasındaki düşüş sonucu "onlara bu şarkıları canlı fırsatını ilk defa vermek" amacıyla tamamen grubun altın yıllarına adanmış bir setlist'le turluyor maiden. ama turneyi enteresan yapan, grubun boeing 757'yi modifiye edip, tüm ekipmanlarını yüklenip kendi uçağıyla uçması. ki zekice bir kelime oyunuyla ed force one adı verilen bu uçağı lisanslı pilot dickinson'ın kullanıyor olması "flight 666"ı iyice eşsiz yapıyor. "metal: a headbanger's journey"den bildiğimiz yönetmen sam dunn'ın da filminde ilk bahsettiği noktalardan birisi, bunun rock tarihinin en cesur işlerinden birisi olduğu.
...
film boyunca kıtadan kıtaya uçuyor maiden, ama hiçbirisi güney amerika deliliğinin yerini tutamaz elbette. hani u2 3d'de bahsettiğim gibi, böyle tecrübeler için oralara gitmek lazım galiba. arjantin, brezilya, kolombiya, kosta rika, şili (ki özellikle son üçünde hayranların inanılmaz öyküleri var) gibi yerlerdeki tutkuyu görünce gerçekten gözlerine inanamıyor insan. yine dickinson'dan alıntı yapalım: "bu kıtada ne kadar güneye giderseniz o kadar ısınıyor." dolayısıyla her konserin bir öncekinden de delice bir kitle tarafından izlenmesine şaşırmamak lazım.
...
belgeselin tercih ettiği, aynı şarkı sıralamasıyla ilerleyip paralel olarak grubun çizdiği rotayla kurgu biçimi sayesinde film kusursuz akıyor. ama hem konser, hem de belgesel olduğu için bazı noktalarda süresinin de etkisiyle eksik kaldığı oluyor. dunn da çoğu zaman tercihini dinleyicilere eğilmekten yana kullandığı için grubun yol macerasına dair pek de bir şey öğrenemeden çıkmış oluyoruz salondan. evet, bu hali yeterince tatmin edici, eğlendirici ve etkileyici detaylara sahip, ama filminde rock tarihinin en macera dolu projelerinden birisini anlatacağını söyleyen bir yönetmenin vaadini tam gerçekleştiremediğini de kabul etmek gerekiyor. zira yaklaşık bir ayına tanık olduğumuz sürecin tek gerçek tehlikesi nicko mcbrain'in golf oynarken kendisini sakatlaması! hani bir türbülansa falan girselerdi!

geyik bir yana, filmin en başlarında crew'dan birisinin söylediği "maiden özel hayatına çok önem verir" gerçeğinin etkisi tartışılmaz. grup kırmızı çizgiyi çekmiş bir noktada, o yüzden bol bol nicko'nun geyiklerini dinliyoruz. steve harris ise kamera önüne çok çok az çıkıyor. belli ki bu işte öne çıkmaktan en uzak duran o, ve grubun lideri olarak sam dunn'la kurgu masasında bayağı bir elma+x yapmış.
...
neticede maiden'a belli bir mesafesi olan, ama rock kültürüne, hele hele müzik filmlerine tapan birisi olarak keyifli ve izlenmesi gereken bir film "flight 666." (yine de şarkıların yaklaşık % 70'ini bildiğimi fark ettiğimi de belirteyim.) yani diehard hayranları için (ki maiden "sevdi mi tam sevilen" bir grup olduğu için onlardan çok var) muhteşem bir tecrübe. sadece bu akşam dört şehirde yedi sinemalardaki afm'lerde izlenebilir film. gösterim yerleri ve saatleri burada. 21.15 de iyidir, ama bir maidenhead için 23.58'deki "geceyarısına iki kala" gösteriminin tadı başka olur herhalde.

No comments:

Post a Comment