Sunday, June 27, 2010

Büyük günlerin ilki: Almanya-İngiltere

dünya kupası'nı izlemek için gittiğim güney afrika'dan türkiye'ye dönünce blogu boşlamış gibi oldum. bir hafta boyunca (sanırım hepimiz gibi) futbol yiyip içtim ama "dünyanın merkezinden" buraya dönünce adapte olamadım herhalde. bugün tekrar olaya girmek için muhteşem bir fırsat var önümüzde: almanya-ingiltere- maçı.
...
italya 90 ve gazza'nın gözyaşları...

şimdi gary lineker'ın efsanevi repliğinden girip tüm klişeleri yazabiliriz. britanya'ya gönül vermiş her futbolsever hayatının bir döneminde bir alman tokadı yemiştir mutlaka. 1990'ı hayal meyal hatırlıyorum (itiraf.com: zaten o turnuvada kuzenimin dolduruşuyla almanya'yı tutuyordum!), ama 1996 yarıfinalinin boğazıma bir düğüm oluşu dün gibi.
...
ama anılara çok da dalmaya gerek yok. bugün, büyük ihtimalle onlara eklenecek birçok anı üretecek hayatı futbol üzerinden yaşamayı-okumayı seven için. ingiliz futbolu dramayı sever. "olacak gibiydi ama olmadı"ları, "bu sefer çok yaklaşmıştık"ları, "ah o penaltı kaçmasaydı"ları, "ya o kırmızı kart ağırdı"ları, "ne yaptın kaleci!"leri...

ingiliz futbolunun zirvesi: bobby moore 1966 dünya kupası'nı kaldırıyor, arkadaşlarının omuzlarında.
...
bu, avrupa futbolunun en büyük rekabeti. büyük olasılıkla tüm dünyanın da. ingiltere için en kilit maçın en başta olması zor bir durum tabii. buradan hareket edip en ileriye de gidebilir, tüm umutları turnuvanın ikinci turuna gömüp evine de dönebilir. söz konusu ingiltere iken hepsi mümkün. tıpkı söz konusu maç almanya-ingiltere iken her olasılığın mümkün olabildiği gibi.

yoruma gerek var mı? almanya karşısında tarihin en unutulmaz galibiyeti.
...
futbol, savaştır.
futbol, hayattır.

No comments:

Post a Comment