Monday, July 19, 2010

Alice terkokular diyarında

hafta sonu ortalık alice in chains'in sonisphere vesilesiyle geldiği istanbul hakkında yazdıklarıyla karıştı. biraz hürriyet gazetesinin gazlaması da olsa, haberin tartışma yaratmaması mümkün değildi. alice in chains birden topun ağzına dikildi haliyle.

şimdi, blog'da yazılanları özetleyelim. grup birkaç gün önce halkalı'da patlayan bombadan haberdar, hatta bir bomba ihbarı daha olduğunu belirtiyor ancak güvenlik konusunda eksikler olduğunu yazmış. öte yandan hayatında gördüğü en kalabalık backstage'e de inönü stadyumunda tanık olduğunu söylemiş. park problemi olduğunu da anlatmış. bunlar sonisphere organizatörleri dışında pek kimseyi bağlamaz. ancak yazıda bir bölüm vardı ki (bunun yazının ilk paragrafı olduğunu, dolayısıyla yazının en dikkat çekici kısmı olduğunu da belirtelim) o biraz farklı.

şu an söz konusu yazı değiştirilmiş olduğu için bahsi geçen kısmı kopyalayalım:

"Istanbul was unlike any city we've ever been to.
It's the fourth largest city in the world, so it's huge, and culturally, it's very different from the U.S.
One of those cultural differences? Deodorant.
Three times I got on an empty elevator in the hotel, and three times I nearly gagged on the 7 floor ride down to the lobby. I'm not sure who was riding on it before me, but they left behind a cluster bomb of personal stink. If you're packing enough body odor that you leave a vapor trail behind wherever you go, perhaps a bar of soap and some speed stick might help out.
That's nitpicking though. Turkey is an interesting country, but unfortunately due to the schedule and the weather, I never really got out to see it.
Mike went to a bazaar with some of the crew guys and said it was amazing, but beyond that I don't think anyone even made it out of the hotel."


ingilizce kasmak istemeyenler için sözlükten spacetimereality'nin yaptığı çeviriye başvuralım:

"Dünyadaki en büyük dördüncü şehir, yani devasa. Kültürel olarak da ABD'den çok farklı.
Bu kültürel farklardan biri ne mi? Koku.
Otelde üç kere boş asansöre bindim ve üçünde de lobiye 7 kat süren yolculuğumda kusmanın eşiğine geldim.
Benden önce kim binmişti bilmiyorum ama arkalarında adeta bir misket bombası gibi yayılan kokularını bırakmışlardı. Eğer vücut kokunuz gittiğiniz her yerde arkanızdan bir uçak motoru izi bırakacak kadar keskinse belki de bir kalıp sabun ve koltuk altı deodorantı kullansanız fena olmayabilir.
Her şeyde kusur bulmamak lazım tabii ki. Türkiye ilginç bir ülke ama maalesef programımızdan ve hava durumundan dolayı dışarı çıkıp görmem mümkün olmadı.
Mike ekipten birkaç çocuk ile birlikte çarşıya çıktı ve döndüğünde harika olduğunu söyledi ama bunun dışında herhangi birimizin otelden dışarı çıktığını sanmıyorum."


enteresan bir konu. birkaç açıdan bakmak mümkün, ki öyle de yapmalıyız. öncelikle biz ülke olarak "bizim hakkımızda ne demişler?" konusuna fazlasıyla takmış durumdayız. buna "midnight express sendromu" da diyebiliriz. belki haklılık payımız da vardır, zira tek bir filmin bir ülke hakkındaki imaja bu kadar etki ettiği durum çok sık görülmemiştir. şu an bu filmin etkisi pek kalmadı belki, türkiye'nin siyasi duruşundan, uluslararası imajımızı daha eli yüzü düzgün hale getiren sanatçı ve sporculara, batıdan buraya gelenler ve buradan batıya gidenlerden, hatta bu filmin adını bile duymadan büyümüş iki kuşak yetişmesine kadar, birçok etken vardır.

bana kalırsa öncelikle bu "midnight express sendromu"nu atlatmalıyız. düne kadar rock dinleyicisi dışında kimsenin gündeminde olmayan bir grunge grubu bizim memleketle ilgili olumsuz konuştuğu anda hürriyet'in web sitesine manşet oluyorsa "bu kadar coşmayın" demeye hakkımız vardır. bir grup da "istanbul çok güzel, büyülendik" demeyiversin. alice in chains'in web sitesinde yazınca birden turizm gelirlerimiz %5'e falan inmeyecek, ya da yurtdışında "sen türk müsün? kokuyorsundur o zaman" demeyecek.


ikinci açı, yazanın bakış açısı. eğer bir arkadaşım tatile gittiği bir ülkeyle ilgili izlenimlerini anlatırken "otelden pek çıkmadık ama kültürel olarak farklılıklarımız olduğunu gördüm, özellikle deodorant konusunda" derse, ben o adama gülerim. kültürel farklılıktan deodorantı anlayan adam sığdır. eğer ülkeyle ilgili izlenimler yazması beklenen bir adam çıkıp "tek gördüğüm buydu" diyorsa, onun vizyonunu sorgulamam bile. yaşadıkları doğrudur ve hoş şeyler değildir belki, ama
bir ülkeden bahsederken biraz daha dikkatli ve makul olmasını beklerdim açıkçası. eğer konu türkiye değil de bulgaristan olsaydı mesela, alice in chains gibi sevdiğim değil de, pearl jam gibi taptığım bir grup da olsaydı söz konusu olan, böyle sığ bir vizyona sahip bir yazıyı sitelerine koydukları için onlar adına üzülürdüm yine de. ne kadar rahatsız da olsan, bir insanın bir ülkede gördüğü tek şey bu olamaz, bu kadar basit. yazdıklarının insanları üzebileceği gerçeğinin ötesinde, sizin çapınızı gösterir böylesi bir yaklaşım.

son olarak, yazıda değindiği şey 12 milyonluk istanbul'u, 65 milyonluk türkiye'yi bağlamaz aslında. ama "türkiye'de ter kokusu yoktur, olmaz" diye bir iddiası olan varsa, kendisiyle kabataş-zeytinburnu hattında bir tramvay yolculuğu yapmak isterim. akbiller benden! teklifim ağustos ayı sonuna kadar geçerli.

bu konudan ne öğrendik:
1- her yabancının ağzından çıkan övgü veya yergiye bu kadar takılmamak gerek. doğru bir şey söylüyor olabilir, dikkate alalım. yanlışsa da onun yanlışıdır, korkmaya gerek yok.
2- alice in chains'in bloga yazması için görevlendirdiği roadie tüm grubu bağlayacak açıklamalar yapıyorsa (imzasız çıkan yazı, tüm alice in chains'e ait gibi görünür) o roadie'nin biraz daha az hanzo olması grubun faydasına olabilir.
3- alice in chains'in blogunda bu yazı göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir yerde, örneğin "türkler" yerine "hispanikler" şeklinde çıksaydı, grup hayatında görmediği kadar yoğun bir lince maruz kalırdı. abd gibi bu konularda çok hassas bir yerde böylesine tuhaf bir çıkışa bu yüzden çok şaşırdım.
4- deodorant iyidir.

6 comments:

  1. Yerinde bir yazı olmuş.
    Dicek başka bir şeyim yok.

    ReplyDelete
  2. antipersperantçıyız belki de, ne biliyorlar, hayreth bi şi...

    ReplyDelete
  3. @Doğu
    evet antiperspirant da iyidir :)

    @Caner
    teşekkür ederim.

    ReplyDelete
  4. nam-ı diğer milli meselemiz: http://troublegumm.wordpress.com/2010/07/18/milli-mesele-alice-in-chains/

    ReplyDelete
  5. Güzel yazı olmuş, eline sağlık. Bu arada resmi forumun adminleri de bir açıklama yapmış, üşenmezsem onu da çeviricem.

    ReplyDelete
  6. yazı için teşekkürler..

    ReplyDelete