Thursday, July 22, 2010

The Cranberries'in en iyi 10 single'ı

askerdeyken sıkıldığım zamanlarda (yani oradaki vaktimin %90'ında falan) bir alışkanlık geliştirmiştim. çok sevdiğim albümleri baştan sona mırıldanıyordum. bazen de günlük konsept belirleyip, akşama kadar sadece bir grubun şarkılarını söylüyordum (askere gitmiş olanlar, ya da hayatlarının bir bölümünde gerçekten çok saçma sapan ortamlarda bulunanlar beni anlayacaktır sanıyorum). o esnada fark ettim, the cranberries sadece "bir zamanlar severdik" kategorisinde dinlenecek ve unutulacak gruplardan birisi değildi. gerçekten aktif olduğu dönemin en önemli single gruplarından birisiydi. bu akşamın şerefine ben de cranberries'in en iyi 10 single'ını kendimce sıralayayım dedim. zaten toplam single sayıları 10'dan çok da yüksek değil, ama maksat şu şarkıları anımsamak olsun.
...
10- Salvation: Sözleri komikliğe varacak kadar basit, ama yine de hoş bir şarkıdır bu. Özellikle “Wake Up and Smell the Coffee”ye bonus olarak eklenen Paris versiyonunda görüldüğü üzere, konserlerde de hep iyi gider.
...
9- Ridiculous Thoughts: “No Need To Argue” ile büyük gruplar ligine geçmişlerdi ama bu, hala indie sularında kalan son Cranberries şarkılarından birisi.

8- Zombie: Artık duya duya bıktığımız bir şarkı, o kesin, ama “Zombie”siz de Cranberries listesi olmazdı.
...
7- Just My Imagination: Pür mutluluk şarkılarını düşündüğümde birkaç örnekle beraber aklıma mutlaka bu gelir. “Living for the love we had, living not for reality...”
...
6- Hollywood: İlk çıktığında ‘Zombie’ye benziyor diye eleştirilmişti bu şarkı. Ne alaka, hala tam çözemedim. Hakkı yenmiş bir Cranberries single’ı. Konserlerde bile çalınmıyor. Küstürmüşler tabii şarkıyı.
...
...
5- Animal Instinct: Zaten çok güzel şarkı, tamam da, bir de bunun klibini izleyip de ağlamamış insan evladı var mıdır?
...
4- Ode to My Family: Bel altına vuruyorlar! Dolores O’Riordan kekliği düz ovada avlamakla ilgili bir şarkı bile söylese insanı dağıtabilir zaten. Burada aile gibi bir konuya girip adeta haksız rekabet yaratıyorlar.
...
3- Promises: 1999 baharı, Bodrum. 17 yaşında beş erkeğiz. Alkollüyüz. (O zamanlar bir bira da yetiyor alkollü olmaya gerçi) Bir tişört dükkanına giriyoruz, bu çalıyor. Birbirimize bakıp “Ne güzel şarkı lan bu!” diyoruz aynı anda! Bugün olsun, yine derim!
...
2- Linger: 1993 yılı, MTV’de çıkan her şeyi sanki yukarıdan vahiy iniyormuş gibi yalayıp yutuyoruz. Siyah beyaz bir klip çıkıyor sonra, dinlediğimiz şeylerin çoğuna benzemiyor. “Naif” kelimesi kullanmadan albüm eleştirisi yazamadığımız günlere temiz bir 15 sene var. Belki de o yüzden tanımlamakta güçlük çekiyoruz. The Sundays dinlemediğimiz için hiçbir şeye benzetemiyoruz. Tanımsız, nefis bir şey. Neredeyse 20 yıl olacak, hala hislerimiz aynı.
...
1- Dreams: Aynı zamanlarda çıkan diğer Cranberries single’ı “Linger”ın tam tersi bir anlamda. “Linger” ne kadar içe kapanıksa bu o kadar dışa dönük. “Linger” ne kadar aşk acısı taşıyorsa, “Dreams” aşk coşkusu taşıyor. İkisinde de “mutlu son” dinlemiyoruz ama. İrlanda’ya çok yakışan pastoral bir hava da taşıyor üstelik. Belki dağlarda geçen klibinden de etkilenmişimdir, ama “Dreams” o İrlanda yeşillerinde koşturan, büyüsü de hala yitmemiş bir şarkı.

6 comments:

  1. When You're Gone unutmuşuz sanırım. Bence ilk 10 un içine girebilecek kadar etkileyici

    ReplyDelete
  2. hollywoodun zombieye benzetildiğini bilmiyordum.. güzel yazı olmuş.

    doloresin solo kayıtları içinde birşeyler yazarmısınız??

    ReplyDelete
  3. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
  4. Daffodil Lament' in olmadığı en iyi on mu olur? Bana göre bir den ona sıralansa birinciye daffodil lament yazılmalı.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Daffodil Lament single olarak çıkmamıştı. Yine de görüşünüz için teşekkürler.

      Delete
  5. Ok single sa haklısınız . Yorumlar oldukça hoş ve liste güzel olmuş.

    ReplyDelete