Friday, February 10, 2012

cat power konseri


dün olağanüstü bir basketbol akşamının sonunda zeytinburnu'ndan kalkıp cat power konserine gitmek konusunda çok da kararlı değildim. ama en azından yolumun üzeri diye taksim'de mola verip 5-6 şarkı bile olsa yakalasam yeter diye düşünüyordum. ne var ki, twitter'da bir nabız yokladığımda maçın bittiği saat 10 civarında chan marshall'ın hala sahneye çıkmadığını öğrendim ve koşa koşa gittim. vardığımda gördüğüm, twitter'daki homurdanmaların garajistanbul'da yuhalamalar ve alkış protestolarına döndüğüydü.

cat power benim özel hayranlık beslediğim bir isim değil. hepi topu üç albümünü dinlemişliğim var ("what would the community think," "you are free" ve "the greatest"). hani sevgiden çok saygı duyduğum isimlerden. sanki kitlenin de çoğunda böyle bir durum vardı. derinlemesine bilmeseler de (mümkün mertebe) huşu içinde dinlendi gibi. kendimi kaptırabildiğim ölçüde, düşük tempolı amerikan indie rock'ının çok sevdiğim özelliğinde, sanki hayatı yavaşlatan, kendini bir amerikan bağımsız filminin içinde hissettiren havasını aldım. bu, konserin ilk 80 dakikasında bölüm bölüm yaşayabildiğim bir histi.

ama bir de sonrası var. cat power tarzında müzik yapan bir sanatçının sahnede 145 dakika kalması doğru değil. 22.45'te sahneye çıkıp 1:10'da indi chan marshall ve arkadaşları. bolca uzun pasajlarla bezedikleri bir performanstı. kimisi sorabilir "ne güzel işte, hayranları için ne kadar çok çalsa o kadar iyi değil mi?" diye. "beğenmediysen çıksaydın" da denebilir. hayır, bir performanssa söz konusu olan, sanatçının sunduğu kadarına göre yorumlamak gerekir. belki kendisinin hayranları ona doyamamış olabilirler ama nasıl bir filmi "kurgu masasında 20 dakika bırakılabilirmiş" diye eleştirebiliyorsak bunu da eleştirebilmeliyiz.

ama ilginç bir nokta vardı chan marshall'ın uzun performansında. kendisinin genel performanslarını bilmiyorum ama "çok" çalmasının ardında bir "tepki"nin yattığını düşünüyorum. sahneye çıktığında yuhlarla alkışların karıştığı bir ortamla selamlanan bir sanatçı olarak bence ilk andan şoka girdi marshall. "niye kızıyorsunuz ki? bize 10.45'te çıkmamız söylendi" dedi ki, gittiğim yüzlerce konser içinde bir sanatçıdan en enteresan, en mahcup, en şaşkın açılış cümleleriydi. konserin 90. dakikası civarında "almost done" dedi, "merak etmeyin az kaldı" gibisinden. konser boyunca da ya kendisini yuhalayan hayranlardan, ya da yuhalatan insanlardan "intikam" almak istedi. çünkü iki saat on beş dakika sonunda hayranlarını selamladıktan, imza dağıtıp veda ettikten sonra davulun başına geçip bir de anlamsızca jam session yapmalarına başka bir anlam vermek zor. bardağın dolu tarafına bakmayı sevenler "sahnede çok kalarak kendini affettirmek istemiştir" diyebilir ama chan marshall'ın vücut dili ve birden çok "almost done" deyişi bana bu hissi vermedi. zaten konserin başlamasına bile kalmayan insanlar vardı, başladığında çok büyük olan kalabalık yavaş yavaş dağılmış ve en sonda belki baştakinin beşte birine düşüp bir avuç insan kalakalmıştı.

gecenin başına dönersek, geç başlayan konserle zaten konser konsantrasyonu konusunda karnesi epeyi zayıf olan kitlemiz oldukça dağınık durumdaydı. garajistanbul'un mekan olarak zaten tartışmalı bir hali var: kabaca iki kareye ayrılan uzun ince bir dikdörtgen şeklinde bir mekandan bahsediyoruz. iki alanı kalın sütunlar ayırıyor birbirinden ve ses konusunda sıkıntı olmamasına karşın ışıklar, barın varlığı ve sütunlar yüzünden önemli sayıda kör noktanın bulunması arkada olup konser deneyimi yaşamayı imkansızlaştırıyor. arkadayken sohbet edip içki içiyorsunuz, uzaktan da cat power mı ne, birisi çalıyor işte. bir süre önce konserin ana sponsoru avea'nın kurumsal iletişim departmanından bir arkadaşımla garajistanbul'un artılarını eksilerini konuşmuştuk. artısı benzerlerine göre büyüklüğü, ama eksileri ambiyans konusundaki bu sıkıntısı. ha, ben mekana geç intikal ettiğim için bu yazı bu kadar pozitif (!) onu da belirtmek isterim. kapıdaki anlamsız katı güvenlik uygulamaları, insanları dışarıda bekletmek gibi uygulamalara maruz kalmadığım için onu dile getiren bir iki yazıya yönlendireyim sizi (13melek'in konser yorumu ve twitter'da da paylaştığım bir sözlükçü şikayeti).

her yanıyla ilginç, pek çokları için hayal kırıklığı bol olan bir geceydi. siteyi yakından takip edenlerin bildiği gibi avea müzik konusunda güzel birtakım hareketler içinde. blogger'larla dirsek teması halinde olmaları da bunlardan biri, çekme kaset de avea'nın işbirliği yaptığı bir blog. umuyorum ki dünkü tecrübenin ışığında sosyal medyada veryansın eden kimisi blogger, tamamı müziksever insanların tepkisine kulak verilir önemli bir bölümü mekandan kaynaklanan sıkıntılar giderilir (eğer mekanın kronikleşmiş sorunları çözülemeyecekse de başka bir mekana gidilir), başlama saati muğlaklığı sorunu çözülür, eğer sanatçı illa geç saatte çıkacaksa da bu açıkça belirtilir, ana gruptan önce ya makul bir dj, ya da uygun bir ön grup seçilir. benim hala umudum var.

4 comments:

  1. Tam anlamıyla bir beceriksizlik ve sonuç olarak işkenceydi. Elinize sağlık yazı için.

    ReplyDelete
  2. olayı çok yakından yaşamış birisi olarak, ışık ve ses düzeni sanatçı tercihidir, organizasyon tamamiyle avea'ya ait ayrıca, buna güvenlik, vestiyer, bar, kapı açılış ve konser saati başlangıcı, satılan bilet sayısı ve aklınıza gelebilecek herşey dahil.

    ReplyDelete
  3. cat power'ın ilk konserinde sahnede 3 saat kaldığını belirtmek isterim. o yüzden ben bunu inadına yapılan bir hareket olarak görmüyorum. cat power'ı çok severim ve konserin beklentilerimden çok daha iyi geçtiğini söyleyebilirim. özellikle de bir süre sonra etkinlik var diye gelen ve muhtemelen davetiyeli grubun gitmesi konseri daha da keyiflendirdi. bana kalırsa olan bütün olumsuzluklardan organizasyon sorumluydu. kaldı ki cat power'ı avea sponsorluğunda getirmek de bence hayal kırıklığı. o zaman işte mekan elinde davetiyesi olan ve konser boyunca sırtı sahneye dönük sadece muhabbet eden insan topluluğuyla dolu oluyor. ama dediğim gibi bu grubun (tabi bir bakıma çoğunluğun) gitmesi çok daha iyi oldu. az ama öz bir kalabalık kaldı ve konser gerçekten keyif verdi.

    ReplyDelete
  4. katılıyorum. o konser öncesi müzik neydi ya öyle. hiç bi tadı yoktu. sanırım Cat power'ı hiç dinlememiş bu organizasyonu ayarlayanlar. bilmiyorlar seyirci ne tür müzikten hoşlanır. eğer o çalınanları beğeniyor olsaydık diskoya giderdik zaten. rezaletti.

    ReplyDelete