Tuesday, October 30, 2012

Ceyl'an Ertem - Ütopyalar Güzeldir

Aslında bir yanılgı ama, bir sanatçının müziğini yeterince dinledikten sonra onun karakterine vakıf olmaya başladığınızı hissediyorsunuz. "Animasal"ın çıktığı 2006'dan, hatta konserlerini de saydığımızda çok daha öncesinden beri aşina olduğum için Ceyl'an Ertem'in sesine, sözüne, kendisinin nasıl bir insan olduğuna dair bir fikrim var. Koca yürekli, cesur ve acıya gülebilen bir kadın olarak görüyorum onu. Cesaret, her daim önemli şüphesiz ama bugün içinde bulunduğumuz toplumda daha da mühim. "Tanrın utançtan yüzüne bakmıyor" dizesini bugünün Türkiyesinde yazabilmek az şey değil, Mevlana'nın sözlerine "Ne olursan ol gelme, kötüysen dur gelme" çağrısıyla takla attırmak da.

Bir de, özetleyerek acıya gülebilme alarak yazdım ama, aslında hayat içinde başından gelip geçen her şeyi, iyi ya da kötü olsun, kabul edebilme erdemi demek lazım. Bu yüzden yeni Ceyl'an Ertem albümü "Ütopyalar Güzeldi" içindeki çok farklı duygulardan başı dönmeyebiliyor insanın. "Ne Olursan Ol Gelme"deki öfke "Cennetin Irmakları"ndaki korkuyla, "Kış Suçlu Çok"taki keyif, "Ütopyalar Güzeldir"deki acıya rağmen gülebilme duygusuyla pek güzel atbaşı gidiyor. Müzikal palet için de bunu söylemek mümkün. Büyük ölçüde Alaturka tuşelerle çalınmış soft caz altyapıları bulunsa da "Kaçıncı Yarın"da elektronik altyapılar duymak veya "Ertesi Gece"nin kaotik psychedelia'sına dalmak şaşırtmıyor insanı.

Bu, "Ütopyalar Güzeldir"i güçlü kılan yan işte. İlk dinleyişte ağırlığın vokalde ve sözlerde olduğunu düşünmenize karşın müzikal anlamda çok şık numaralar mevcut burada. Anima güzel bir gruptu ama çok sayıdaki müzikal fikirlerinin hangilerinin iyi, hangilerinin vasat olduğuna karar vermek konusunda tecrübesizlerdi, iyi bir "edit"e ihtiyaçları vardı. Buna rağmen "Animasal" pırıltıları olan ve o dönem epeyi dinlediğim bir kayıttı. Ceyl'an Ertem sağlam ilerlediği solo kariyerinde Anima'nın artılarını yanında getirdiğini ve eksileri orada bıraktığını ortaya koyuyor. Ve mükemmel bir şarkı, "Ütopyalar Güzeldir"le kapanış da tüm duyguyu toparlayıp kapıyı kapatıyor. Ondan sonra "Eyvah, kış geliyor" ya da "Pusa büründü Hisar" diye üzülmemeye başlıyorsunuz, bir gülümseme oturuyor yüzünüze.

No comments:

Post a Comment