Friday, August 31, 2012

Example: Karmakarışık neslin sözcüsü



İngiliz dans müzik sahnesinin son yıllardaki en hızlı yükselen ismi Example bu akşam Çeşme Babylon Aya Yorgi’de Soundgarden festivalinde çalacak. Performansı öncesi yaptığım röportajı okumanın zamanıdır. 
(Bu röportaj Blue Jean Ağustos sayısında yayınlandı) 

Türkiye’de ilk defa çalacaksın. Konserle ilgili beklentilerin var mı?
Türkiye’ye daha önce hiç gelmedim ama twitter ve Facebook’ta beni Türkiye’ye çağıran pek çok yorum okudum o yüzden hayranlarımı göreceğim için heyecanlıyım diyebilirim.
Turnede vaktini nasıl geçirirsin? Okur musun, oyun mu oynarsın, yoksa uyur musun?
Uyumayı seviyorum! Biraz egzersiz yapmak da iyi gelir. Mümkün olduğunca spor yapar ve koşarım. Çok da film izleriz bir de. Bazen otobüsle uzun yola gidiyorsak beşi bulduğu olur.
Yeni bir Example albümü yolda. “Playing in the Shadows” gibi hit dolu bir kayıt mı olacak yoksa biraz değişiklik var mı?
Kesinlikle hitler var. Hatta çok fazla var - umarım!
Üç kelimede nasıl tanımlarsın yeni albümü?
Gitarlı, epik ve duygusal.
Yaptığın ortak çalışmalarınla tanınıyorsun. Birlikte çalışmayı isteyip de reddedildiğin kimse oldu mu?
Hayır. Sorduğum herkes evet dedi. Sanırım şanslıyım.
Hayallerindeki ortak çalışma kiminle olurdu?
William Orbit’le çalışmak isterdim. Eğer onu tanımıyorsanız Google’da aratın.
Önceki ay 30 yaşına girdin. Hayatında bir değişiklik yarattı mı?
Aynı şekilde yaşıyorum ama artık sadece anı yaşamaktansa geleceğimi daha çok düşünüyorum.
‘Stay Awake’te “Karmakarışık kuşak”tan bahsediyorsun. Bugünün gençliği için neden böyle bir tanımlamayı uygun gördün? Hangi anlamda “karmakarışık” olduğunu düşünüyorsun?
Her kuşağın kendine özgü sorunları olmuştur. Bazı kuşaklar için esrardı, diğerleri için LSD, bazıları için ecstasy’ydi. Şimdi İngiltere’de sanırım reşit olmayanlar arasında alkol kullanımı ve genç yaşta hamilelik çok yaygın. Ama ‘Stay Awake’ bu sorunu anlatmıyor. Daha genel bir konu. 

'Kültürel bir hareket' 
Videoların çok yaratıcı. Fikirleri sen mi üretiyorsun yoksa yönetmene mi bırakıyorsun?  
Fikirleri ben buluyorum ve sonra yönetmenle geliştiriyoruz. Zaten Adam Powell yakın arkadaşım ve son dört klibimi o çekti.  
The Wanted için bir şarkı yazdın. Başka bir grup için yazmak için tarzını değiştirdin mi?
Evet. Sözlere yaklaşımım tamamen değişti. Başkası için yazdığımda kişisel yazmıyorum. Ama melodiler yanılgıya yer bırakmayacak şekilde bana ait.
Yaratım sürecin nasıl? Ritmlerle mi başlarsın, yoksa sound’la mı, melodilerle mi, sözlerle mi?
Her zaman şarkının ismiyle başlarım. Sonra ona doğru müziği yazarım. Sonra vokal melodisini bulurum. Sözler en son gelir.
İngiliz dans müzik sahnesi hep çok aktif olmasına karşın Amerikan pazarının dans müziği ve dubstep’e yeni yeni uyandığını görüyoruz. Skrillex ve Deadmau5 gibi isimler popülerleşiyorlar. Bu patlama hakkında ne düşünüyorsun? Bu hareket senin de Amerika’da yolunu açar mı, ne dersin?
Amerika’da olan kültürel bir hareket. Benim müziğime de Amerika’dan bir ilgi var ama talep çok büyümeden oraya turneye gitmeyeceğim. Calvin Harris ve Flux Pavilion gibi Britanyalı isimler de Amerika’da popülerleşmeye başladılar.
Şu ana kadar 2012’nin en iyi single’ı hangisi?  
Calvin Harris ve benim yaptığımız ‘We'll Be Coming Back.’
Müzik için ana esin kaynağın ne?  
Gerçek hayat. Grunge. Hip hop. Dans.

Thursday, August 23, 2012

Pitchfork'çu halkın listesi


Indie müziğin kutsal kitabı Pitchfork. Sevin ya da sevmeyin, gerçek bu. Listeleriyle, verdiği notlarla bu türün en net belirleyicisi konumunda. Bu yaz sözü "halka" bırakmayı tercih ettiler ve yayın hayatlarının ilk 15 yılının en iyi albümleri listelerini sordular. En az 20, en çok 100 albümlük listeler gönderildi ve 116.000 kişilik devasa bir katılım sağlandı. Pitchfork da ilk 200'ü açıklamakla kalmayıp, en çok liste gönderen 25 Amerikan şehri ve 25 ülkenin 20'lik listelerini, yaş gruplarını ve cinsiyetlerini inceleyebileceğiniz harika bir sayfa hazırlamış. Evet, gezegenimiz Radiohead ve Arcade Fire'ı çok seviyor. "OK Computer" son 15 yılın en iyi albümü olduğunu göğsünü gere gere söyleyebilir (pek çok listede bu konumu tescillenmişti zaten). Artık indie müzik dinleyen insanlar için, en azından Pitchfork okuyan kitle arasında Amerika ve İngiltere ayrımı o kadar belirgin değil. Ve evet, Kanye West seven ezici çoğunluk dışında indie kid'lerin hip hop'la ilişkisi tahmin edildiği kadar yoğun değil (ama yaş grupları düştükçe bu ilgi artıyor, değerli bir bilgi). Ve nihayetinde liste gönderenlerin neredeyse tamamamı, % 88'i, erkek (High Fidelity sendromu). Indie rock'ın aslında feminen yanı belirgin bir tür olduğunu düşünmeme rağmen kadınların bu ilgisizliği ilginç. Ve sebebi kadınların dinlememesi değil. Bu konuda çok aydınlatıcı bir blog post'u var, dün yayınlanan. Mutlaka okuyun. "Beyaz erkekler eğlenceli olan bir şeyi eğlencesiz hale getirmekte uzman" veya erkeklerin bu konuda çok "öğretici" olmaları gibi pek çok kritik nokta var.

People's List'e son gün katıldım ben. Birkaç saat vardı, normalde bir liste hazırlamak için kısa sürecek bir vakit ama deadline sıkıştırırken aklıma gelenleri toparladım. Liste havuzu faydalıydı, sanırım unuttuğum pek de kayıt olmadı (listeyi yayınladıktan sonra Pulp'ın "This is Hardcore"unu fark ettim bir tek). İlk başta 76 albüm attığımı fark ettim havuza, yuvarlak olsun diye 80'e çıkarttım ama sonra 30 tane albümü şutlayıp 50'ye indirdim. En iyi, en önemli değil, en sevdiğim albümleri dizdim. Kendi bir numaramı ilk 200'de göremedim ama kalanların çoğunlukla uyumlu olduğunu fark ettim (negatif değil, pozitif de değil). Listenin görsel hali burada, ama olur da bir gün o sayfaları uçururlar diye ben buraya da not düşmüş olayım.

1 Fox Confessor Brings the Flood - Neko Case
2 OK Computer - Radiohead
3 Yield - Pearl Jam
4 In the Aeroplane Over the Sea - Neutral Milk Hotel
5 Turn On the Bright Lights - Interpol
6 Lungs - Florence and the Machine
7 Z - My Morning Jacket
8 Vampire Weekend - Vampire Weekend
9 Viva la Vida or Death and All His Friends - Coldplay
10 Neon Bible - Arcade Fire

11 White Blood Cells - The White Stripes
12 Kid A - Radiohead
13 Stories From the City, Stories From the Sea - PJ Harvey
14 You Forgot It in People - Broken Social Scene
15 Chutes Too Narrow - The Shins
16 Mezzanine - Massive Attack
17 Strawberry Jam - Animal Collective
18 Ga Ga Ga Ga Ga - Spoon
19 Elephant - The White Stripes
20 The Suburbs - Arcade Fire
21 American Idiot - Green Day
22 Bon Iver - Bon Iver
23 I'm Wide Awake, It's Morning - Bright Eyes
24 Oh, Inverted World - The Shins
25 Ladies and Gentlemen, We Are Floating in Space - Spiritualized
26 Parachutes - Coldplay
27 Yoshimi Battles The Pink Robots - The Flaming Lips
28 No Code - Pearl Jam
29 In Rainbows - Radiohead
30 Because of the Times - Kings of Leon
31 The Age of the Understatement - The Last Shadow Puppets
32 Everything All the Time - Band of Horses
33 Illinois - Sufjan Stevens
34 Without You I'm Nothing - Placebo
35 When the Pawn... - Fiona Apple
36 Funeral - Arcade Fire
37 Urban Hymns - Verve
38 If You're Feeling Sinister - Belle And Sebastian
39 Curtains - Tindersticks
40 Person Pitch - Panda Bear
41 It's Not Me, It's You - Lily Allen
42 Contra - Vampire Weekend
43 Whiplash - James
44 The Colour & The Shape - Foo Fighters
45 My Beautiful Dark Twisted Fantasy - Kanye West
46 Accelerate - R.E.M.
47 Whatever People Say I Am, That's What I'm Not - Arctic Monkeys
48 Teen Dream - Beach House
49 Yearbook 1 - Studio
50 Mylo Xyloto - Coldplay

Thursday, August 2, 2012

Yurttaş Kane'in "düşüşü"

British Film Industry yenilenmiş "Tüm Zamanların En İyi Filmleri" listesini açıkladı. Belki böyle baktığınızda herhangi bir anketten, soruşturmadan farklı değil. Ancak bir kırılmaya işaret ediyor bu liste. Zirvesinde "Yurttaş Kane" yok. Hani bir numarayı her zaman rezerve etmiş, tarihin en iyi filmi olduğu konusunda bir konsensusa ulaşılmış "Yurttaş Kane," yerini bizde "Yükseklik Korkusu" olarak bilinen "Vertigo"ya kaptırdı. (Listenin tamamı için buraya bakabilirsiniz)

Bu, bir anlamda son kalenin de düşmesi demek. "Yurttaş Kane" her zaman "tüm zamanların en iyi filmi" sorusu için otomatik cevaptı. Ancak artık popüler anketlerin tepesinde yer almıyordu. iMDB'nin meşhur Top 250 listesinin zirvesi "The Shawshank Redemption" ve "The Godfather" arasında gidip geliyordu. Birkaç yıl önce Empire okurların, eleştirmenlerin ve yönetmenlerin oyladığı 500 filmlik bir mega liste yaptığında, onda da bir numara Coppola'nın mafya destanı tarafından kapılmıştı. Diyebilirsiniz ki, "Onlar seyircilerin yaptığı listelerdi, eleştirmenlerinkiyle bir olmaz." Haklısınız da. Ama bir gerçek var: 1998 yılında Sinema Dergisi tüm zamanların en iyi filmini okurlarına sorduğunda Türk sinema izleyicisinden de "Yurttaş Kane" yanıtını almıştı. "Yurttaş Kane" o formu doldurup gönderen herkes için en iyi film miydi? Hiç sanmıyorum. Ama bazı listelerin yarattığı bir "koşullanmışlık" hissiyle o listede zirveye oturmuştu film.

Nereden mi biliyorum? Kendimden. "Yurttaş Kane"i bir ortaokul öğrencisi olarak canım TRT 2 akşamlarından birisinde izlediğimde "Acaba bu filmi bu kadar büyük yapan şey ne?" diye izlemekten tat alamamıştım filmden. Film bitti, şüphesiz etkilenmiştim ama "Neden en iyi?" sorusuna kendimce verdiğim cevaplar beni de tatmin etmiyordu. Ancak bir iki yıl sonra Sinema'nın anketine katılırken o ilk 10 film içine ben de yazmıştım "Yurttaş Kane"i, ayıp olmasın diye. İşte BFI'ın listesinde "Yurttaş Kane"in bir numarada olmaması o açıdan önemli. Bir numaradan iki numaraya düşmüş olması sadece "bir sıra geriledi" diye kestirip atılacak bir durum değil. Sinema genç bir sanat ve ikinci yüzyılının hala başında sayılır. Dolayısıyla kolektif film bilgisi diğer sanatlara göre oldukça gelişkin denebilir. Bugüne kadar o kolektif bilince "en iyi film" olarak kazınmış olan "Yurttaş Kane" yavaş yavaş o damgadan sıyrılıyor. Sight & Sound'un editörü Nick James "Yaşasın" diyor, "Nihayet bir film 'Yurttaş Kane'i tepeden indirdi." Bu coşkusunun sebebi de bahsettiğimiz nokta: Bu filmin on yıllar boyunca sinemanın üzerinde sallanmasının yarattığı yorgunluk.


Empire'ın listesinde 28. sıraya yerleştirdiği ve "aşık olmak için fazla şatafatlı ve büyük" bulduğu "Yurttaş Kane"le ilgili yaptığı tanımlama çok hoşuma gitmişti. "Eğer listemiz teknik mahareti ve tematik gücü merkezine alıyor olsaydı bir numaradan düşmesi şoke edici olabilirdi. Ama bu film ömürlük bir dost mu? Bir rahatlama kaynağı mı? Görünüşe bakılırsa, muhtemelen değil."

"Yurttaş Kane" artık yeni bir hayata başlıyor. Sinema izleyiciliği ve eleştirmenliği de.